Pages

Subscribe:

About

Gs Blogcu

Labels

28 Ocak 2013 Pazartesi

İki Buruk Veda - Gün Olur Devran Döner

     Hep şunu düşünüyorum. Biz bu ligi neden izliyoruz ? Türkiye'de hala neden futbol en ilgi çeken spor ? Çok güzel bir futbol mu oynanıyor ? Güzel futbol oynanmasa bile takımlar birbirine çok denk, şampiyonluk yarışı birçok takım arasında geçtiğinden çok heyecanlı bir ligimiz var diyebilir miyiz ? Avrupa'da çok mu başarılıyız ? Her yıl heyecan yaratacak 5-6 tane genç futbolcu mu çıkarıyoruz altyapılarımızıdan ?
     Halbuki ülke olarak basketbolda Avrupa'da hatırı sayılır bir yerdeyiz, takımlarımız EL'de Final Four hedefini çok gerçekçi bir şekilde koyabiliyor. Voleybolda Avrupa Şampiyonları çıkarabiliyoruz. Ama hala o meşin yuvarlağın peşinde koşma hevesi neden ?
     Kaç sezonumu ''Artık bu ligi izlemem'' diyerek bitirdiğimi, yeni başlayan yılın ilk Galatasaray maçına koşarak gittiğimi hatırlamıyorum. Kopamıyoruz birşekilde, şüphesiz ki tuttuğumuz takımların büyük katkısı var bunda. Fakat kendi adıma bir şeyin daha etkili olduğunu düşünüyorum. Boğazına kadar pisliğe batmış futbolumuz da bazı ''adamlar'' var. Belkide o adamlar hala o pisliğin içinde çırpınırken biz de arkamızı dönüp gidemiyoruzdur onlara olan saygımızdan. Türk futbolu adına iki büyük ''adam'' aynı gün istifa ettiler. Direnemediler çünkü. Biri İstanbul hegomonyasını yıllar sonra kıran ilk teknik adam, diğeri İstanbul'u ilk fethetmiş takımın efsane oyuncu, efsane hocalarından. Ertuğrul hoca bizler desteği görürsek bu başarımızı devam ettiririz, tek istediğimiz buydu ama olmadı diyerek gitti. Bir kere istifa ettim deyip sözünden de dönmedi. İkna edemediler. Yazıcı ile aralarının nasıl olduğu soruldu ''adamca'' cevap verdi. Şenol hoca bu takıma yeniden geldiğinde bir enkaz devralmıştı aslında, buna rağmen Şanlıurfa'da oynanan Türkiye Kupası finalinde oynattığı futbol hala gözlerimin önündedir, kupayı kazanmış ardından Süper Kupayı da almıştı. Sonrasında yerli Gerrard Selçuk'u sundu bizlere, bitmiş denen Burak'ı kral haline getirdi, Trabzon'u lig şampiyonu yaptı. İşte bu şampiyonluk süreci aslında biraz da Şenol hocaya bu sonu hazırladı. Yönetimi konuştu, konuştu daha çok konuştu ama bir laf vardır; ''Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz''. Şenol hocanın yönetimi konuşurken iyiydi ama icraate gelindiğinde Demirören desteği çıkıyordu karşımıza.
     Her iki teknik adamda son 5 yılda Türkiye'de iki kez Anadolu şampiyonu çıkardı. Bunlar büyük işlerdi, çok büyük işler. Özünde efsane adımlardı. İstanbul takımlarının taraftarları dahi İstanbul hegomonyasından rahatsızdır aslında. Galatasaray'ın şampiyon olmasını istediğim kadar Gençlerbirliğinin, Bursaspor'un, Eskişehirspor'un hatta çıkarsa Adana Demirspor'un şampiyon olmasını isterim. Bir Anadolu takımı şampiyonluğunun bu sorunu çözebileceğini düşünüyordu birçok kişi. Ama o zamana kadar bizler sanıyorduk ki bu camialar şampiyon olmak istiyor. Bursaspor'un ve Trabzon'un bu süreçlerinden şunu anladık ki bu yönetimlerin şampiyon olmak gibi bir amaçları da yok. Kendi yağlarında kavruluyorlar ve bu onlara yetiyor. İstanbul'a çoktan biat etmişler. Bunun da önüne geçilemiyor. Siz kendi yönetiminize rağmen şampiyon da yapsanız, devamını getirmenize izin vermiyorlar bu sefer.
     Söylenecek o kadar çok şey var ki, hala yazmak istediğim o kadar çok şey var ki. Ama yok, değişecek birşey yok. İki ''adam'' kaybettik maalesef. Ve tek bir umudumuz var hala belki birgün ''Gün olur, devran döner...''
     

 

0 yorum:

Yorum Gönder